TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, FED`in kararından sonra Türkiye`de faiz baskısı oluştuğunu söylüyor. Büyükekşi, Türkiye`ye ihtiyaçtan fazla sıcak para geldi faizler artmasın diyor.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) bugün Batman’da altı aylık ihracat sonuçlarını açıklıyor. Türkiye’nin ihracat yaptığı ülkelerdeki sıkıntılar nedeniyle ihracatta beklenen artış gerçekleşemiyor. İhracatı canlandıran altın ihracatı da yüzde 75 gerilemiş durumda.
Radikal Gazetesi`nden Jale Özgentürk`ün haberine göre; TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, bir yandan ekonomideki gelişmeler diğer yandan Gezi Parkı olayları nedeniyle siyasi tansiyonun artmasından rahatsız. “Türkiye’nin imajı ve ekonominin geleceği için tansiyon düşürülmeli, sağduyu hakim olmalı” diyor. Büyükekşi ile son siyasi gelişmeler ışığında ekonomideki sorunları konuştuk.
Batman’da bugün 6 aylık ihracat rakamlarını açıklayacaksınız. İhracatın gidişatından memnun musunuz?
Beş aylık rakamlarda bizim yüzde 4,4’lük bir büyümemiz var. Ancak 2023’te 500 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmamız için ihracatı yılda ortalama yüzde 12 arttırmamız gerekiyor. Orta vadeli hedefe uygun ancak yetersiz.
Sıkıntı nereden kaynaklanıyor?
PİYASALARDAKİ SON DURUM İÇİN TIKLAYIN...
Avrupa Birliği’ndeki resesyon, Ortadoğu’daki, Kuzey Afrika’daki kriz, Mısır’da yaşananlar ihracatımızın istediğimiz kadar artmasına engel oluyor. Altın ihracatında da önemli sıkıntılar yaşanıyor. Altında son açıklanan rakama baktığımızda yüzde 75 düşüş var.
Bir de ABD Merkez Bankası FED’in kararları var. FED kararından sonra piyasalar çok daha karışık hale geldi. Oysa piyasalar hep daha çok istikrar ister, önünü görmek ister, güven ister. Dünya piyasalarında bu konuda şu anda maalesef bir çalkantı var. Çin de dahil olmak üzere. Bunların hepsi de insanları ürkütüyor şu anda.
Dolar kuru 1.95’leri gördü. Bu ihracatçının istediği bir şey değil mi?
Bu belki dışarıdan ihracatçı için çok iyi gibi gözükse de, aslında çok iyi değil. Çünkü çok oynak. Acaba yarın da tekrar 1.85 mi olacak, 1.95’te mi kalacak konusunda endişeler oluyor. Bu endişeler de ticaareti olumsuz etkiliyor. İhracatçı zarar edebiliyor. Rekabet konusunda da sıkıntı yaşanıyor. O yüzden bir an önce piyasaların durulması lazım.
İhracatçı için rekabetçi kur nedir? Nerede kalmalı?
2.20’lik kur sepeti ihracatçımız için rekabet gücü konusunda önemli bir katkı sağlar. Şu anda 2.25 civarında. Bunun 2.20’ye gerilemesi ve orada bir istikrar ve güven olması bizim için çok önemli. Şu an Merkez Bankası günlük 300-350 milyon dolar seviyesinde döviz satıyor. Sıcak paraya ihtiyaç yok.
Beklentiniz nedir?
Bizim bu aşamada Merkez Bankası’ndan talebimiz ani bir faiz artışına gitmemesi. Bu çok önemli. Döviz daha yükselmesin diye Merkez Bankası faiz arttırmak istiyor, biz de faiz artışı istemiyoruz. Bu panik havasının geçeceğini düşünüyoruz, tekrar stabil hale gelmesi bizim için önemli. Bize enerji maliyeti ve işçilik üzerinde etki, enflasyon olarak dönecek.
Faizler dünyada artıyor. Türkiye’nin arttırmaması fon girişini engellemez mi?
Faiz meselesinden çok biz şunun altını çizmek istiyoruz. Türkiye’nin ihtiyacından çok daha fazla sıcak para geldi. Fazlasına ihtiyacımız yok, olumsuz etkiler yaratıyor. Bizim sıcak para yerine doğrudan sermaye yatırımına ihtiyacımız var. Bunun için de ihracat odaklı üretim stratejisine ilgi göstermemiz gerekiyor.
Doğrudan yabancı sermaye de yeterince gelmiyor?
Bunun için de üreticinin ve ihracatçının para kazanması gerekiyor. Eğer para kazanacağını görürse gelir. Yatırım teşvik kararnamesi bu konuda oldukça cazibesi olan bir şey oldu. Biz de 6. bölgeye daha çok odaklandık.
Batman’da ihracat rakamlarını açıklamak kararı bu nedenle mi alındı?
Evet, Batman’a gitmemizin de bir sebebi o. Muş’la başladık, Şanlıurfa, Van, Diyarbakır’a gittik. Şu anda çözüm süreciyle bir adım atıldı, hızlı bir şekilde ilerliyor. Eğer bunları başarabilirsek, o da bizim açımızdan önemli olacak.
Evet hatalar oldu ama mitingler artık bitsin Dünya ekonomisinde sıkıntılar yaşanırken, Türkiye’de siyaset sancılı günler yaşıyor. Gezi Parkı süreciyle başlayan bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bugün Brezilya gibi birçok ülkede sokak gösterileri, yolsuzlukla, işsizlikle, açlıkla ilgili yapılıyor. Türkiye’de bu olaylar bunların hiçbirisi için başlamadı, tam tersine yeşil ve çevre diye başladı. Milli gelirimizin on bin dolara çıkması sayesinde oldu bu. İlk başta çok güzel duygularla başlayan birşeydi. O anda polisin özellikle orantısız güç kullanması, olayı farklı bir yöne çekti.
Barış süreci konusunda son yaşananlar da endişe verici değil mi?
Türkiye yeni bir süreç içinde. Barış sürecini baştan beri destekliyoruz. Hatalar olabilir. Daha iyi yönetilebilirdi, ama yönetilemedi. Ancak artık bir an önce tansiyonun düşürülüp sağduyuyla hareket edilmesi gerekiyor. Mitinglerin artık devam etmemesi lazım.
Başbakan Erdoğan da miting yapıyor ve destekçilerini yüzde 50 olarak ayırıyor.
Ben yüzde elli diye birşeye de inanmıyorum. Bunlar yanlış şeyler. Hepimiz aynı gemideyiz. Yüzyıllardan beri bu topraklarda yaşamışız. Hepimiz aynı havayı soluyoruz. Barış içerisinde dostça, kardeşçe hep birlikte yüzyıllardan beri nasıl yaşadıysak, aynı şekilde çok daha güçlendirerek bunu devam ettirmemiz lazım.
Yeniden nasıl sağlanacak bu birlik?
Başörtülülere tekrar çok kötü muameleler başladı, çok yanlış şeyler oluyor. Herkes birbirinin hakkında saygı ve sevgi gösterecek. Türkiye’nin on yılda kazandığı çok güzel bir imajı var. Bunu bir anda kaybetmememiz lazım. Bunu gençlerimizin de çok iyi anlaması lazım. Ekonomimize zarar vermememiz lazım.
“TOBB Başkanlığına aday değilim”
Şu anda başkanlık konusunda öyle bir düşüncem yok. Ben TİM başkanıyım. Görevime en iyi şekilde devam ediyorum. Ankara ’ya da gitmek istemem. Benim gıyabımda herkes bir şey yakıştırabilir. Benim şu anda böyle bir talebim yok.